04 Mayıs Cumartesi 2024
2 yıl önce

BBP lideri Mustafa Destici’den organize suç örgütü elebaşı Sedat Peker’in iddialarına sert tepki

İşte o açıklamalardan satır başları; Destici, “Biz her zaman devletin ülkenin bütünlüğünün birliğinin milletin ve milli iradenin yanındayız. Seçilmişlerin yanındayız. Özellikle ülkemizin içinden geçtiği bu kritik süreçte yeni sistemle birlikte Türkiye Cumhuriyeti devleti çok güçlü adımlar arttı. Libya'dan Azerbaycan'a, Suriye'den Kıbrıs'a, Doğu Akdeniz'e… Daha farklı noktalar da var. Bütün bunlar dünyada kendisini büyük devlet olarak ifade eden ama 100 yıldan fazla bir sürede hatta 200 yıldan fazla bir sürede özellikle masum coğrafyalara ve İslam coğrafyasını sömüren emperyalistlere karşı siyonistlere karşı bir başkaldırı var. Emperyalistlerin kuyruğuna basmış oluyorsunuz. Türkiye etki alanını arttırdı. Bunlar ellerine geçirdikleri tüm fırsatları değerlendiriyorlar. Kim Türkiye Cumhuriyeti devletiyle, Türk milletiyle ya da seçilmiş hükümetle karşı karşıya gelirse bunlar burada kendileri açısından avantaja çevirmek için çok rahat bir şekilde pozisyon alabiliyorlar. 15 Temmuz hain FETÖ darbesinden sonra terörün tüm unsurlarına karşı topyekün bir mücadele var. Bu mücadelede de başta ABD ve Avrupa Birliği ve İsrail olmak üzere bölgede Türkiye'ye karşı mevzilenmiş olan güçleri ciddi anlamda rahatsız ediyor. Bu mücadelenin başında elbette ki Sayın Cumhurbaşkanımız var onunla birlikte hükümet üyesi olan arkadaşlarımız var. Bugün bu mücadele topyekün yapılıyor. Bu birliği de beraberliği de ortak ruhu da yok etmeye yönelik bir süreç. Bunlar her şeyi değerlendirme noktasında asla hiçbir fırsatı kaçırmıyorlar. İçişleri Bakanımız temiz, dürüst gerçekten çalışkan vatanını milletini seven bir arkadaşımız. Ve gerçekten bakanlık vazifesine başladığı andan bugüne kadar yükselerek devam eden özellikle terörle mücadele suç ve suçluyla mücadele, asayişin sağlanması noktasında gerçekten büyük mesafeler katedildi Türkiye'de.” dedi. Öte yandan, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, “Süleyman Soylu'yu hedef aldığınız zaman Türkiye'yi hedef alıyorsunuz. Hedef Süleyman Soylu üzerinden bütün Türk Milleti.” değerlendirmesinde bulundu.

2 yıl önce

Organize suç örgütü tartışması… AK Partili Çelik: AK Parti MYK'sı güçlü şekilde reddediyor

AK Partili Çelik’in konuşmasından satır başları şu şekilde:

Ramazan'da cumhurbaşkanımız Diyarbakır anneleri ile buluştu. 25 annemiz evladına kavuştu. Çeşitli illerde de benzer girişimlere ilham kaynağı oldu Diyarbakır annelerimiz. İllegal mafyatik kişinin İçişleri Bakanımız hakkındaki iddiaları dile getiriliyor. AK Parti MYK'mız İçişleri Bakanımız ve Binali Yıldırım hakkındaki iddiaları reddetmektedir. İllegal mafyatik adamların siyasette referans olarak kabul edilmesinin yanlış olduğunu söyledim. siyasetin doğasında olmaması gereken bir şey yaptılar ve illegal alanda yöneltilen iddiaları malzeme olarak kullanmak gibisinden tarihi bir hata yaptılar. Temel meselelerden biri şudur. Siyasete dışardan saldırı olur. Önemli olan Türk siyasetinin içindeki herkesin saldırıya karşı saldırı gayrimeşru alandan geldiği için kategorik olarak reddetmesi gerekir. Siyasi demeç verirken zaten bir suç örgütü liderinin sözlerini esas almak vahim durum ortaya çıkarmaktadır. Arkadaşlarımızın kendileri, bu çirkinliklere muhatap olmuş arkadaşlarımız yargıya başvuruyor zaten. Bu kurguların, oyunların her zaman farkındayız. Devletin hedef alındığını, bunlarla ne yapılmak istendiğini net olarak görüyoruz. Siyasetin meşru alanının korunmasını gerektiğini ifade ediyoruz. Siyasi muhalefet yapmanın usulü temelden yanlış bir yere konumlandırılmıştır. Suç örgütlerinin söylediklerini siyasetin meşru alanı haline getirirseniz yarın öbür gün de başka bir suç örgütü mensubunun sizinle ilgili benzer iddialar getirmesi halinde bunların da meşru olduğunu kabul etmiş olursunuz. Her suç örgütü mensubu çıksa bugün bu iftiraları başka bir siyasi parti ile ilgili yapsa yarın kendileri için söylenecek sözleri de doğru kabul etmiş olurlar. AK Parti MYK'sı bütün bu iftiraların karşısında, arkadaşlarımızın yanındadır. İSRAİL'İN FİLİSTİN'E SALDIRISI Filistin mazlumlarına saldırdığı karşısında Batı medyasında Filistinli çocuklar öldü diye çıkıyor. Filistinliler direnince ne oluyor, taraflara itidal çağrısı yapıyoruz. Filistinlileri yok etmek isteyen iradenin medyatik dilde de var olduğunu görüyoruz. İsrail'in saldırısına karşı Filistin'e destek olmak için güçlü bir diplomasi yürüttük. En güçlü şekilde sesi çıkan ülke Türkiye oldu. Maalesef ABD dışişleri Bakanlığı çıktı, Cumhurbaşkanımızın ifadesini anti semitizm olarak ifade etti. Bunu kınıyoruz. Filistin meselesindeki adil tutumuna karşı anti semitizm denilmesi Filistinli çocukların öldürülmesinin örtbas edilmesinden başka bir şey değildir. Birileri çıkıp adalet isteyen herkese anti semitik dediği zaman en büyük zararı anti semitizmle mücadeleye vermektedir. İtiraz ettiğimiz şey Filistinli çocukların katledilmesidir. AKŞENER'E TEPKİ Cumhurbaşkanımızın adaletli tutumuna şahitlik eden Türk Musevi cemaatine de teşekkür ediyoruz. En olmayacak şeylerden bir tanesi sayın Akşener tarafından söylendi, bebek katili Netenyahu'ya benzetilmesi gibi bir şey oldu. Türkiye Cumhuriyeti cumhurbaşkanı asla bir katille yan yana getirilemez. Söz konusu Cumhurbaşkanı Erdoğan olunca bu imkansız hale gelir. Türkiye Cumhuriyeti cumhurbaşkanını asla bir bebek katili ile yan yana getiremezsiniz. Bu düzeltme beklerken düzeltme yerine ısrarın sürdüğünü görüyoruz. KKTC'de ulaştırmadan enerjiye kadar her alanda yeni bir kalkınma hamlesi başlamıştır. Türkiye çözümsüzlüğün bedelini KKTC'nin ödemesine müsaade etmeyecektir. Kıbrıs Türk halkı artık adadaki hukuksuzluğa tahammül etmeyeceğini ortaya koymuştur. Yunanistan'ın siyaseti Türk kimliğine dönük bir saldırıdır. Yunanistan'ı AİHM kararlarına uymaya davet ediyoruz. ‘BUNLARLA AK PARTİ'NİN İLGİSİ YOKTUR’ Gündemde konuşulan suç örgütü liderinin mitingler yaptığı, AK Parti'nin ses çıkarmadığı ifade ediliyor. Bu yanlıştır. Biz benim ilk AK Parti'deki ilk sözcülüğüm 2015'te Genel Başkan Yardımcısıyken 12 Ekim'de bana bir soru sordunuz. Ben o zaman mitinglerle ilgili yaklaşımımızı ifade ettim. O zaman ''Genel bir prensibimiz vardır. Herkes duysun. Kim olursa olsun bunu kişiler. Başına AK diyerek kendilerine ocak diyen organizasyonlar. Bunlarla AK Parti'nin ilgisi yoktur, bizi bağlayan konular değildir. Biz kategorik olarak reddediyoruz. Bizim onayımız olmadan sembollerimizi kullanıyorlar. Bunlarla herhangi bir şekilde aramızda bağ gösterilmesini doğru bulmayız. Kan akmasını özendiren her türlü ifadeyi reddeden bir partiyiz. Bazı yerlerde görüyoruz şu ocak, şu kişi diyerek kendilerine sıfatlar yapıştıranlar var. Bunlarla partimizin bir bağı olamaz'' demişim. 7 sene önce sorulmuş, bu cevabı vermişim. Herhangi bir şekilde suç örgütü mensubunun partimizle ilişkilendirilmesi reddettiğimiz bir husustur. İçişleri Bakanımız ve Genel Başkanvekilimizle ilgili ortaya konulan bu hezeyanları reddediyoruz. (Bir Körfez ülkesinde olduğu iddiası) İstihbaratımızın yaptıkları tespitleri paylaşmak istemem. Türkiye cumhuriyeti devleti güçlü bir devlettir. Kuşkusuz bu söylediğim son gündemle de ilgilidir. biz takibimizi sürdürürüz. Şu aşamaya gelindi gibi bir ayrıntı vermem doğru olmaz. 27 Mayıs darbesi Türkiye'deki bütün kötülüklerin anasıdır. Kültür Bakanlığım zamanında adaya ilk gittiğimizde binalar çökmek üzereydi. Yassıada bir müzakere adası olarak da konumlandırılıyor. Türkiye'nin demokrasi hafızasının adasıdır. Cumhurbaşkanımızın hayaliydi burayı demokrasi ve özgürlükler adası haline getirmek. AK Parti İl Başkanları toplantısını orada yapacak olmamızın önemli bir nedeni var. Bu yerde tekrar demokrasiye bağlılığımızı net bir şekilde söyleyeceğiz. Cumhurbaşkanımızın yarın çok önemli bir konuşması olacak. Reformlarla ilgili... Bir manifesto ortaya koyulacak. Bütün değerli vatandaşlarımızı Cumhurbaşkanımızın konuşmasını dinlemeye davet ediyoruz. SALGINLA MÜCADELE Hepimiz maske - mesafe-temizlik konusuna dikkat etmeye çalışalım.

2 yıl önce

Suç örgütü liderlerini FETÖ'cüler korumuş

İçişleri Bakanı Soylu’nun, Habertürk yayınında açıkladığı işbirliğinin yeni detayları ortaya çıktı. Edinilen bilgilere göre, FETÖ’den ihraç edilen eski Kadıköy İlçe Emniyet Müdürü Nurettin Demir, kamuoyunda gündeme gelen suç örgütü liderinin DHKP-C tarafından tehdit edildiğine yönelik bir kurgu hazırladı. 16 Ocak 2015’teki ilk rapor doğrultusunda suç örgütü liderine koruma gerektiğiyle ilgili İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü terör ve istihbarat birimlerince yazışmalar başladı. Ancak suç örgütü lideri, kararın tebliğ edilmesinin ardından 26 Ocak 2015’te koruma istemediğini söyledi. Emniyet kaynaklarına göre, suç örgütü liderinin bu tavrı “renk vermeme” hamlesiydi. Nitekim, devam eden süreç de bunu doğruladı. İstanbul İstihbarat Şube’den 20 Şubat’ta, Terör Şube’den de 26 Şubat’ta İstanbul Koruma Şube Müdürlüğü’ne, sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcıları imzasıyla DHKP-C tehdidi içerikli yazılar gönderildi. Bu yazıların ardından İl Koruma Komisyonu 6 Mart 2015’te tekrar toplandı ve suç örgütü lideri için bir polis korumasıyla yakın koruma kararı verildi. Koruma kararları aynı ekip tarafından 2016, 2017, 2018 ve 2019 yıllarında da uzatıldı. Meslekten ihraç edilen ve adı FETÖ borsasına karışan eski İstanbul Emniyet İstihbarat Şube Müdürü Özgür Taşdemir ile Nurettin Demir’in kurduğu tuzağı desteklemek için 15 Eylül 2017 yılında bir valiliğe DHKP-C’nin Okmeydanı’nda suç örgütü liderine ait kumarhaneye saldırılar düzenleyebileceğine ilişkin bir tutanak da gönderildi. Emniyet kaynakları,  “Tutanak, suç örgütü liderinin işlettiği kumarhaneye terör tehdidini konu alıyor. Kumarhaneyi DHKP-C’den korumaya çalışıyorlar. Özgür Taşdemir’in ilişkileri, mal varlıkları ve birçok şeyi şaibeli…” diyor. Suç örgütü liderine verilen koruma kararı geçtiğimiz yıl Eylül ayında kaldırılmıştı. 

2 yıl önce

Organize suç örgütü elebaşı Sedat Peker hakkında yakalama kararı

Karar Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının talebiyle alındı. Şüpheli Peker'in yurtdışında firari olması gerekçe gösterildi, bugün itibariyle yakalama emri çıkarıldı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan yapılan açıklamada ''Sedat Peker hakkında, yürütülmekte olan soruşturma kapsamında başsavcılığımızın talebi doğrultusunda Ankara 2'nci Sulh Ceza Hakimliği'nin kararıyla yakalama emri düzenlendi'' denildi.

2 yıl önce

Suç örgütü elebaşı Peker ile bağlantılı 3 kişi gözaltında

Emniyet birimleri, organize suç örgütü soruşturması kapsamında aranan 3 kişinin adresleri tespit edildi.  İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı ekipler, Çanakkale'de lüks bir villaya operasyon gerçekleştirdi, örgütte kilit rol oynayan A.S. yakalandı. İstanbul'daki operasyonda ise U.B. ve Ü.G, gözaltına alındı. Yakalananlar ifadeleri alınmak üzere İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı, Sedat Peker'in elebaşı olduğu organize suç örgütüne yönelik soruşturma kapsamında 63 kişi hakkında gözaltı kararı almıştı. 9 Nisan'da 7 ildeki 121 adrese yapılan operasyonda, 54 kişi gözaltına alınmıştı.

2 yıl önce

Sedat Peker suç örgütü operasyonunda kilit isim tutuklandı

İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekiplerince, yurt genelinde faaliyet gösteren ve "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak", "nitelikli yağma", "gasp", "rüşvet", "yaralama", "tehdit" ile "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" gibi birçok suça karıştığı belirlenen, elebaşılığını Peker'in yaptığı suç örgütüne yönelik 28 Mayıs'ta, İstanbul ve Çanakkale'de düzenlenen operasyonda gözaltına alınan şüpheli Abdullah S., Ümit G. ve Ulaş B'nin emniyetteki işlemleri tamamlandı. İşlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden Abdullah S. tutuklanırken Ümit G. adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Diğer şüpheli Ulaş B. ise savcılıktaki işlemlerinin ardından serbest kaldı. SÜREÇ Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce, 9 Nisan'da İstanbul merkezli 5 ilde düzenlenen operasyonda, haklarında gözaltı kararı bulunan 63 kişiden 56'sı yakalanmıştı. Emniyetteki işlemlerin ardından adliyeye sevk edilen zanlılardan 12'si tutuklanırken 7'si adli kontrol şartıyla 37'si ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. Hakkında gözaltı kararı bulunan şüphelilerden birinin bu süreçte vefat ettiği öğrenildi. Firari durumdaki 6 kişiden 3'ü 28 Mayıs'ta gözaltına alınırken, yurt dışında olduğu tespit edilen elebaşı Sedat Peker'in de aralarında bulunduğu 3 kişinin ise yakalanmasına çalışılıyor.

2 yıl önce

Organize suç örgütü elebaşı Sedat Peker FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in izinden gidiyor

Organize suç örgütü elebaşı Sedat Peker, geçen gün Twitter hesabından bir paylaşımda bulunarak Gaziosmanpaşa'da 1993 yılında düzenlenen saldırıdan daha büyük bir eylemin eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar'ın adamları tarafından planlandığını öne sürdü. Peker, YouTube'da yayınladığı videolara dikkat çekerek "Devamlı Alevilik konusuna değinmemin sebebi derin mehmetin adamları tarafından geçmişte Gaziosmanpaşa’daki kahve saldırısından çok daha büyük bir eylem yapılıp, ülkede kaos çıkarma planlarını boşa çıkarabilmek içindir. Planları bir cemevine saldırıdır" iddiasında bulundu. 26 YIL SONRA AYNI SÖYLEM! superhaber.tv’nin haberine göre; Gazeteci Toygun Atilla da Peker'in o paylaşımıyla ilgili bir detaya dikkat çekti. FETÖ elebaşı Gülen'in de 1995 yılında Alevilere yönelik saldırı olacağına dair raporu 1,5 ay öncesinde devlete verdiğini söylediğine vurgu yapan Atilla, "26 yıl önce de ve 26 yıl sonra da seslendirenler tuhaf!" ifadesini kullandı. Atilla, paylaşımında şunları söyledi: "Yıl 1995 F.Gülen,Gazi Mahallesi’nde Alevilere yönelik bir saldırı olacağına dair raporu 1,5 ay öncesinde devlete verdiğini söyledi. Yıl 2021 Sedat Peker, Gazi Olaylarından daha büyük bir olay planlandığını iddia etti. 26 yıl önce de ve 26 yıl sonra da seslendirenler tuhaf!" GAZİ OLAYLARINDA NELER YAŞANDI? 12 Mart 1995 tarihinde o dönem İstanbul'un Gaziosmanpaşa ilçesine bağlı Gazi Mahallesi'nde üç kahvehane ve bir pastane kimliği belirsiz kişilerce taranmış, bu saldırılarda Halil Kaya adlı bir Alevi dedesi hayatını kaybetmiş, 25 kişi de yaralanmıştı. Gazi Mahallesi'nde dört gün boyunca süren olaylarda 22 kişi hayatını kaybetmiş, 150'den fazla kişi yaralanmış, çok sayıda kişi de tutuklanmıştı.

2 yıl önce

Cumhuriyet yazarı Barış Pehlivan organize suç örgütü elebaşı Sedat Peker’den övgüyle bahsetti

“Düşünüyorum şimdi o günleri... Cezaevindeki Peker’i nasıl hatırlıyorum?” diyen Pehlivan, şöyle yazdı: “Avukat görüşüne çıktığımızda koridorda karşılaşırdık. Normalde tutukluların birbiriyle konuşması yasaktı. Ancak tutuklu Peker olunca, gardiyanlar bir şey diyemiyordu. İnsana garip gelen ve dahası sert yüzünü bildiğim için biraz da endişelendiren bir nezaketi vardı. Her karşılaşmada, benim de aralarında olduğum tutuklulara “Bir şeye ihtiyacınız var mı” diye sorduğunu anımsıyorum. Benim yoktu. Ama birçok tutukluya bulamadıkları kitabı temin ettiğini duyardım. Koğuştaki televizyonun bir kanalında merkezi sistemden sinema filmi yayını yapılırdı. Oradaki filmlerin seçiminde Sedat Peker’in katkısının olduğu konuşulurdu hep. Bir gün koğuşun kapısı açıldı, gardiyan elinde kocaman bir Maldivler fotoğrafıyla geldi. Meğer Sedat Peker duvarlara asılsın diye tüm koğuşlara manzara posteri hediye etmişti. Cezaevinde tevatürdü, güzelliğe meraklı Yalçın Küçük’e ise dünyaca ünlü modellerin fotoğraflarını gönderdiği iddia edilirdi. Silivri’deyken Fethullahçıların Aksiyon dergisine verdiği söyleşi çok tartışıldı. “Çıkmak için pazarlık yapıyor” diye konuşuldu. Doğru muydu, bilmiyorum. Ama ceza almaktan ve Ergenekon tahliyelerine kadar içeride kalmaktan kurtulamadı. Üyelikten ceza alması ise onun profiline göre az bulundu. Öyle ya gazeteciler bile müebbetlik olmuştu.”

1 2 3 4 5 6 7 8 9